incidental; relating to, but not essential

English - Turkish

Definition of incidental; relating to, but not essential in English Turkish dictionary

Related Terms

circumstantial

{s} ikinci derecede

Kanıtın hepsi ikinci derecede. - The evidence is all circumstantial.

Deliller hâlâ ikinci derecede. - The evidence is still circumstantial.

circumstantial

ayrıntılı

circumstantial

s. 1. durumla ilgili. 2. ikinci derecede önemi olan. 3. ayrıntılı

circumstantial

{s} duruma bağlı

circumstantial

{s} koşullara bağlı

circumstantial

teferruata dair

circumstantial

{s} ayrıntılı. circumstantial evidence huk. ikinci derecede kanıt

circumstantial

circumstantially durumla ilgili olarak

circumstantial

circumstantial evidence ikinci derecede deliller

circumstantial

circumstantially durumla ilgili oiuş

circumstantial

mufassal

circumstantial

{s} tesadüfi

circumstantial

{s} ikinci derecede önemi olan

circumstantial

{s} durumla ilgili

circumstantial

detaylı/koşullara bağl

English - English

Definition of incidental; relating to, but not essential in English English dictionary

circumstantial

Hyphenation

incidental; re·lat·ing to, but not es·sen·tial