English - Turkish
Definition of incessant, uninterupted, constant in English Turkish dictionary
- continual
- ardı arkası kesilmeyen
- continual
- süregelen
Bugün süregelen hisse senedi fiyat düşüşünün beşinci günüdür.
-Today is the fifth day of continual stock price decline.
- continual
- aralıksız
- continual
- sürekli
O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti.
-He became bad-tempered, continually criticized his wife's cooking and complained of a pain in his stomach.
İnsanlar, bunun farkında olsun veya olmasın, sürekli mutluluk ararlar.
-Human beings, whether they realise it or not, continually seek happiness.
- continual
- devamlı
Tom devamlı olarak pasta yiyor.
-Tom continually eats cake.
- continual
- sık
- continual
- sık sık
- continual
- continually mütemadiyen
- continual
- ardı arkası kesilmez
- continual
- {s} durmadan
- continual
- {s} sıkça
- continual
- mütemadi
Related Terms
English - English
Definition of incessant, uninterupted, constant in English English dictionary
- {a} continual
incessant, uninterupted, constant
Hyphenation
incessant, uninterupted, con·stantPronunciation
Resimler
Favorites