inatçı

listen to the pronunciation of inatçı
Turkish - English
stubborn

I've got my stubbornness from my father. - İnatçı yanım babamdan gelmedir.

Mary is too stubborn to apologize. - Mary özür dilemeyecek kadar çok inatçı.

obstinate

He is the most obstinate child I have ever seen. - Şu ana kadar gördüğüm en inatçı çocuk.

He was too obstinate, but on the other hand he was reliable. - İnatçıydı ama diğer yandan güvenilirdi.

refractory
persistent

You're very persistent, aren't you? - Sen çok inatçısın, değil mi?

I have a persistent cough. - İnatçı bir öksürüğüm var.

heady
fractious
difficult
obstinate, stubborn, pigheaded, bullheaded; dogged, tenacious, persistant
obstinate person
contrary
contumacious
insistent
dour
mule

You are as stubborn as a mule! For once, accept that she is right. - Bir katır kadar inatçısın! Bu sefer onun haklı olduğunu kabul et.

Tom is as stubborn as a mule. - Tom bir katır kadar inatçı.

headstrong
sticker
set
inflexible
hard mouthed
hard headed
stiff necked
obstinate, stubborn; dogged; pertinacious; mulish; pigheaded
hard-bitten
bullet head
dogged
stickler

He was a real stickler for his principles. - O, ilkeleri için gerçek bir inatçıydı.

cussed
indocile
cantankerous
balky
Die Hard
froward
{s} tenacious

Sami was a tenacious person. - Sami inatçı bir insandı.

Metaphors are much more tenacious than facts. - Mecazlar gerçeklerden çok daha inatçıdırlar.

{s} intractable
asinine
{s} unbending
{s} rebellious
strong willed
exponential
grum
{s} willful
difficile
pertinacious
obdurate
wilful
stick-to-itive
indomitable
stiff-necked
tough minded
adamant
restive
hard bitted
self willed
hard-core
unwilling
{s} spiky
renitent
strongheaded
hardheaded
inductile
{s} pigheaded
{s} mulish
{s} uncompromising
{s} bullheaded
hardnosed
hard nosed
stiffbacked
{s} sticky
{s} perverse
{s} recalcitrant
inatçı bir şekilde
contumaciously
inatçı lekeler
tenacious stains
hakkı kabul etmeyen, inatçı adam
The right not to accept, stubborn guy
İnatçı
pig-headed
Turkish - Turkish
Direngen, ayak direyici
Direngen, ayak direyici: "Her zamanki inatçı ve kinci küçük yüz bu akşam yorgun ve kesikti."- H. E. Adıvar
zangar
İnatçı
keçi
İnatçı
pek başlı
İnatçı
inat
inatçı
Favorites