Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

inandırıcılık

listen to the pronunciation of inandırıcılık
Turkish - English
demonstrativeness
cogency
powers of persuasion
persuasiveness
persuasiveness, suasiveness
plausibility, persuasiveness, cogency
conclusiveness
cogent
plausibility
inandırıcı
{s} credible

If you want to be credible, tell people only what they believe. - İnandırıcı olmak istiyorsan insanlara sadece inandıkları şeyleri söyle.

inandırıcı
{s} persuasive

I wasn't persuasive enough. - Yeterince inandırıcı değildim.

inandırıcı
convincing

That wasn't very convincing, was it? - O çok inandırıcı değildi, değil mi?

That wasn't very convincing. - Bu çok inandırıcı değildi.

inandırıcı
conclusive
inandırıcı
{s} vivid

The author described the murder case vividly. - Yazar cinayet davasını inandırıcı biçimde açıkladı.

inandırıcı
likely
inandırıcı
action
inandırıcı
cogent
inandırıcı
plausible

It's a plausible story. - O, inandırıcı bir hikayedir.

inandırıcı
evidentiary
inandırıcı
persuasive, suasive (words, action, person); convincing, compelling (words, action)
inandırıcı
colorable
inandırıcı
demonstrative
inandırıcı
persuasive, convincing, plausible, cogent
inandırıcı
evidential
inandırıcı
potent
Turkish - Turkish
İnandırıcı olma durumu
inandırıcı
İnandıran, inandırma özelliği olan, mukni: "Ama ne kadar özden, ne kadar inandırıcı idi bilseniz."- Y. Z. Ortaç
inandırıcı
İnandıran, inandırma özelliği olan, mukni
İnandırıcı
kandırıcı
inandırıcılık
Favorites