Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.
- She bought him a dog. However, he was allergic to dogs, so they had to give it away.
Her halükârda istisnalar vardır.
- There are exceptions, however.
Tom Mary'ye bir hoşça kal öpücüğü vermek istedi ama Mary geri çekildi.
- Tom wanted to give Mary a goodbye kiss. However, she backed away.
Tom ve Mary başlangıçta birbirlerini sevmediler ama sonunda iyi arkadaş oldular.
- Tom and Mary didn't like each other at first. However, they eventually became good friends.
Konser kısaydı. Hâlbuki, çok iyiydi.
- The concert was short. However, it was very good.
Tom Mary'ye bir hoşça kal öpücüğü vermek istedi ama Mary geri çekildi.
- Tom wanted to give Mary a goodbye kiss. However, she backed away.
Tom Mary'den hoşlanmıyor. Ama onun ondan hoşlanıp hoşlanmadığı özellikle onun umurunda değil.
- Tom doesn't like Mary. However, she doesn't particularly care whether he likes her or not.
Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
- However that may be, I am wrong.
Yine de, fikrine katılamıyorum.
- I can't, however, agree with your opinion.
Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.
- It was raining. However, they still went on their school trip.