in unordnung bringend

listen to the pronunciation of in unordnung bringend
English - Turkish

Definition of in unordnung bringend in English Turkish dictionary

confusing
{s} kafa karıştırıcı

Bu kafa karıştırıcı olurdu. - That would be confusing.

Bunun senin için ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu biliyorum. - I know how confusing this must be for you.

confusing
muğlak
confusing
kafakarıştırıcı
confusing
karıştırarak
confusing
karışık

Profesörün bize verdiği problemi çözmeye çalıştık fakat karışık görünüyordu. - We tried to figure out the problem our professor had given us, but it seemed confusing.

confusing
çetrefil
confusing
{f} karıştır

Ben her zaman, John'u Paul ile karıştırıyorum. - I'm always confusing John with Paul.

Onun sözleri kafa karıştırıcı. - His words are confusing.

cluttering
Hızlı-bozuk konuşma: Konuşma bozuklukları içerisinde Akıcılık bozuklukları (fluency disorders)kategorisinde yer alan Cluttering (bir diğer akıcılık bozukluğu) "Kekemelik"tır, "hızlı-bozuk konuşma" şeklinde terimleştirilmeye, dilimize uyarlanmaya çalışılmaktadır
cluttering up
karmaşık
confusing
karıştırıyor

Bu benim kafamı karıştırıyordu. - It was confusing to me.

Sen beni Tom'la karıştırıyorsun. - You're confusing me with Tom.

confusing
{s} komplike
confusing
şaşırtma
confusing
{s} şaşırtıcı

Bunu şaşırtıcı buluyorum. - I find this confusing.

O tamamen şaşırtıcı değildi. - It wasn't confusing at all.

confusing
{s} şaşırtan
confusing
karmaşık/şaşırtıcı
confusing
karıştır/şaşırt
confusing
{s} karıştıran

En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim. - I finally found my way out of the confusing maze.

disordering
(Nükleer Bilimler) yeniden sıralanma
German - English
cluttering up
confusing
cluttering
disordering
rumpling
mixing up
disarraying
mussing
muddling up
in unordnung bringend
Favorites