in truth, to tell the truth.

listen to the pronunciation of in truth, to tell the truth.
English - Turkish

Definition of in truth, to tell the truth. in English Turkish dictionary

frankly
açıkça

Açıkçası, siz elinizden gelen gayreti göstermediniz. - Frankly speaking, you haven't tried your best.

Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı. - Frankly speaking, his speeches are always dull.

frankly
z. açıkça
frankly
içtenlikle
frankly
açık açık
frankly
açık söylemek gerekirse
frankly
işin doğrusu
frankly
açıkçası

Açıkçası, siz elinizden gelen gayreti göstermediniz. - Frankly speaking, you haven't tried your best.

Açıkçası, ben onu sevmiyorum. - Frankly, I don't like him.

frankly
dobra dobra
frankly
samimi

Biz oldukça samimi olarak konuştuk. - We talked quite frankly.

O, samimi olarak suçunu itiraf etti. - She frankly admitted her guilt.

frankly
açık sözlü bir şekilde
frankly
dürüstçe

Dürüstçe konuşmanı istiyorum. - I want you to speak frankly.

Ben görüşlerini dürüstçe ifade eden insanlara hayranım. - I admire people who express their opinions frankly.

frankly
samimi olarak

O, samimi olarak suçunu itiraf etti. - She frankly admitted her guilt.

Biz oldukça samimi olarak konuştuk. - We talked quite frankly.

frankly
doğrusu

Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider. - Frankly, my dear, I don't give a damn.

English - English
frankly

Frankly, my dear, I don't give a damn.

in truth, to tell the truth.
Favorites