Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.
- Everyone was very surprised to discover that the slave girl was in reality a princess.
O görünüşte varlıklı fakat gerçekte değildir.
- He is wealthy in appearance but not in reality.
Aslında, onların bütün ilgilendiği güçtür.
- In reality, all they are interested in is power.
Ben onu sanki dünmüş gibi hatırlıyorum ama aslında on beş yıl önceydi.
- I remember it as if it were yesterday, but in reality it was fifteen years ago.