in this place or state

listen to the pronunciation of in this place or state
English - Turkish

Definition of in this place or state in English Turkish dictionary

here
burda

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

Sen burda bir öğrenci değil misin? - Aren't you a student here?

here
bunda

Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum. - I'm glad you're here to help me with this.

Peki bundan sonra ne olacak? - Where do we go from here?

here
(Bilgisayar) burayı

lütfen burayı imzalar mısınız? - Could you sign here, please?

Hazine için orayı burayı kazdılar. - They dug here and there for treasure.

in this place
buraya
here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı. - Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.

İşte onun yaşadığı ev. - Here's the house where he lived.

here
burada

Sonsuza dek burada kalamam. - I can't stay here forever.

Merhaba? Hâlâ burada mısın? - Hello? Are you still here?

here
buraya

Dün buraya koyduğum kitaba ne oldu? - What happened to the book I put here yesterday?

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You cannot park your car here.

here
hey

Hey, hemen buraya gelebilir misin? - Hey, could you come up here right away?

Hey, sen burada ne yapıyorsun? - Hey, what are you doing here?

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
in this place
burada

Tom'u burada bulmamın imkanı yok. - There's no way I'm going to find Tom in this place.

English - English
{a} here
in this place
here
in this place or state

    Turkish pronunciation

    în dhîs pleys ır steyt

    Pronunciation

    /ən ᴛʜəs ˈplās ər ˈstāt/ /ɪn ðɪs ˈpleɪs ɜr ˈsteɪt/
Favorites