in this place; you see (for drawing attention); behold

listen to the pronunciation of in this place; you see (for drawing attention); behold
English - Turkish

Definition of in this place; you see (for drawing attention); behold in English Turkish dictionary

here
burda

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım? - Pardon me, how do I get to Downing Street from here?

here
bunda

Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir. - It's all downhill from here.

Peki bundan sonra ne olacak? - Where do we go from here?

here
(Bilgisayar) burayı

lütfen burayı imzalar mısınız? - Could you sign here, please?

Guguk kuşları burayı ilkbaharda ziyaret ederler. - Cuckoos visit here in spring.

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı. - Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.

İşte e-posta adresim. - Here's my email address.

here
burada

Sonsuza dek burada kalamam. - I can't stay here forever.

Merhaba? Hâlâ burada mısın? - Hello? Are you still here?

here
buraya

Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti. - It is five years since we moved here.

Buraya dün akşam altıda geldik. - We arrived here at six yesterday evening.

here
hey

Hey, lütfen bana burada yardım eder misin? - Hey, could you give me a hand over here, please?

Hey, hemen buraya gelebilir misin? - Hey, could you come up here right away?

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
English - English
here
in this place; you see (for drawing attention); behold
Favorites