Tom'u burada bulmamın imkanı yok.
- There's no way I'm going to find Tom in this place.
Sen burda bir öğrenci değil misin?
- Aren't you a student here?
Onlar bir saattir burdalar.
- They have been here for an hour.
Üç aydır buradayım ve şimdiye kadar bundan hoşlandım.
- I've been here three months, and so far I've enjoyed it.
Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum.
- I'm glad you're here to help me with this.
lütfen burayı imzalar mısınız?
- Could you sign here, please?
Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor.
- Tom hopes Mary likes it here.
İşte e-posta adresim.
- Here's my email address.
Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı.
- Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.
Merhaba? Hâlâ burada mısın?
- Hello? Are you still here?
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.
- It is five years since we moved here.
Hey, sen burada ne yapıyorsun?
- Hey, what are you doing here?
Hey, burada ne oluyor.
- Hey, what's going on here?
Şimdi her şey yerinde.
- Everything is in place now.
Mary'nin saçının her buklesi yerindeydi.
- Every lock of Mary's hair was in place.
They ran in place with full packs for an hour.
The girders were carefully set in place.
New procedures were put in place.
... most romantic place you could imagine here ' here with me, so I ' (laughter) ' congratulations. ...
... Number three, it puts in place an unelected board that's going to tell people, ultimately, ...