Eğer öyleyse, o zaman hiç sorun yok, değil mi?
- If so, then there's no problem at all, is there?
Eğer öyleyse, o zaman ne yaparız?
- If so, then what do we do?
Eğer bir şey bir elmaysa, öyleyse o ya kırmızıdır ya da yeşildir ya da muhtemelen her ikisi.
- If something is an apple, then it's either red or green, or possibly both.
Eğer öyleyse, bu konuda ne yapabiliriz? Bir teklif yapmak ister misin?
- If so, what can we do about it? Do you want to make a proposal?