Gerçek ortada yatıyor.
- The truth lies in the middle.
Gerçek ortada bir yerde yatıyor.
- The truth lies somewhere in the middle.
Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
- Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
Yarı yolda pes etmeyin.
- Don't give up halfway.
Yarı yolda pes etmeyin.
- Don't give up halfway.
Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
- Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.
- Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.
Tom felaketin ortasında her zaman hakkında gülecek bir şey bulan kişi türüdür.
- Tom is the kind of person that, in the midst of disaster, always finds something to laugh about.
Onlar birbirleriyle yarım yamalak buluşurlar.
- They met each other halfway.
Hiçbir şeyi yarım yamalak yapma.
- Don't do anything halfway.
... The middle class expanded. ...
... the middle. ...