Benim canım çalışmak istemiyor. Onun yerine bir sinemaya gitmeye ne dersin?
- I don't feel like working. How about going to a movie instead?
Onun yerine kart oynayalım.
- Let's play cards instead.
Bunun yerine sana başka sorununda yardım edeyim.
- Let me help you with your other problem instead.
Çocuğum Kinpira style sauteed Gobo diyemiyor, her zaman bunun yerine Pinkira style sauteed Bogo diyor.
- My child cannot say Kinpira style sauteed Gobo, he always says Pinkira style sauteed Bogo instead.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
He was wounded grievously during the last battle; ergo, I shall go in his stead.
I was going to go shopping, but I went dancing instead.
... And that's what's going to stand us in good stead as ...