Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme.
- Don't say bad things about others.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.
- Nobody could explain how the thing was made.
Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Böyle bir şey olacak son kişi olduğunuzu düşündüm.
- I thought you'd be the last person to do such a thing.
Yanlış şey yapan kişi bendim, sen değil.
- I was the one who did the wrong thing, not you.
Tom olaylar hakkında biraz daha olumlu olmayı öğrense, büyük olasılıkla insanlar ondan biraz daha hoşlanır.
- If Tom would learn to be a little more positive about things, people would probably like him a bit more.
Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz.
- We see things differently, according to whether we are rich or poor.
Eğer su olmasa canlılar yaşayamaz.
- If it were not for water, no living things could live.
Canlılar hücrelerden oluşur.
- Living things are made from cells.
Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.
- The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.
İnsanlar sevilmek, nesneler ise kullanılmak için yaratılmıştı. Dünya kaos içinde, çünkü her şey karşıt.
- People were created to be loved, things were created to be used. The world is in chaos, because everything is opposite.
Yapmanıza ihtiyaç duyduğum bir şey daha var.
- There's one more thing I need you to do.
Tom ihtiyaç duymadığı birkaç şey satın aldı.
- Tom bought a few things he didn't need.
Konuları sallantıda bırakmayı sevmiyorum.
- I don't like to leave things up in the air.
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
- I don't know about things like that.
Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.
- Nobody could explain how the thing was made.
Hiç kimse şimdiye kadar böyle bir şey görmedi.
- No one ever saw such a thing.