in return, repayment, or requital

listen to the pronunciation of in return, repayment, or requital
English - Turkish
iade, geri ödeme, ya da misilleme olarak
back
(Dilbilim) kalın

Saçını tıraş edersen, tekrar daha kalın uzayacaktır. - If you shave your hair, it will grow back thicker.

back
sırtlamak
back
(Anatomi) omurga

Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur. - Invertebrates have no backbone or spinal column.

back
geçmişte

Mütevazı bir geçmişten geliyorum. - I come from a humble background.

Leyla sıkı bir dini geçmişten geliyor. - Layla comes from a strict religious background.

back
eski yerine
back
geriye doğru götürmek
back
arkaya götürmek
back
karşılığında
back
geçmişe

Tom geçmişe seyahat etti. - Tom traveled back in time.

Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor. - It is considered impossible to travel back to the past.

back
önceki

Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim. - Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.

Ne zaman döndün? Ben önceki gün geri döndüm. - When did you return? I came back the day before yesterday.

back
{f} geriye doğru sürmek
back
geriye

Bir depremde, yer yukarı ve aşağı ya da geriye ve ileriye sallanabilir. - In an earthquake, the ground can shake up and down, or back and forth.

Köpek geriye doğru yürüdü. - The dog walked backward.

back
sırtına binmek güneşin aksi yönüne dönmek
back
önce

Sekizden önce geri döndü. - He came back before eight.

Yağmur başlamadan önce geri dönelim. - Let's go back before it begins to rain.

back
{s} eski tarihli
back
sözünden

Tom şimdi sözünden dönemez. - Tom can't back down now.

Jane asla sözünden dönmez. - Jane never backs down.

back
üzerine bahse girmek geriye sürmek
back
{s} arkadaki

Resmimizi arkadaki heykelle çektirelim, değil mi? - Let's have our picture taken with the statue in the back, shall we?

back
(Tekstil) arka, sırt, kaşelemek
back
tekne eski ye
English - English
back