Kısa sürede herkesin içinde konuşmaya alıştım.
- I soon got accustomed to speaking in public.
Bay Kaifu herkesin içinde konuşmalar yapmaya alışkındır.
- Mr. Kaifu is used to making speeches in public.
Herkesin önünde böyle şeyler söylememelisin.
- You ought not to say such things in public.
Herkesin önünde ona gülündü.
- He was laughed at in public.
Bir kadına alenen yardım etme. Şüpheli görüneceksin.
- Don't help a woman in public. You'll look suspicious.
... They benefited from a public school system, ...
... the public interest to provide a safer ...