Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
- Please say it in English.
Benim kitaplarım Rumence, onunkiler ise İngilizce.
- My books are in Romanian; hers are in English.
Katsuko sınıfını İngilizce olarak yönetiyor.
- Katsuko leads her class in English.
O, günlüğünü İngilizce olarak tutar.
- She keeps her diary in English.