Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
- They live on the floor above.
Yukarıda verilen örneğe bak.
- See the example given above.
Lütfen yukarıdaki yorumlarımı önemseme.
- Please ignore my comments above.
Affedersiniz; yukarıdaki makalede üç hata göstermeme izin verin.
- Excuse me; allow me to point out three errors in the above article.
Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür.
- The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.
Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız.
- Don't go above five rubles.
Bu kitabı her şeyden fazla seviyorum.
- I love this book above all.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
- He values honor above anything else.
Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
- The above-mentioned mail item has been duly delivered.
İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
- Angels watch from above as men fight amongst themselves.
Televizyon şiddet gösteriyor, her şeyden önce daha genç insanları etkiler.
- Television shows violence, which influences, above all, younger people.
Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz.
- Above all, you must help each other.
Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.
- I cannot afford a camera above 300 dollars.
Elli santigrad derecenin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalma.
- Do not expose to temperatures above fifty centigrade.