İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
- Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
Neden onun yerine ben dövülürüm?
- Why am I getting beaten up instead of him?
He walked to school instead of taking the car.