in law the main point

listen to the pronunciation of in law the main point
English - Turkish

Definition of in law the main point in English Turkish dictionary

gift
armağan

Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır. - A wife who can be quiet is a gift of God.

Pesto Tanrı'nın dünyaya armağanıdır. - Pesto is God's gift to the world.

gift
{i} allah vergisi

Sağlık en büyük Allah vergisidir. - Health is the greatest gift.

gift
hediye

Harika hediye için teşekkürler. - Thank you for the wonderful gift.

Bu hediye sizin için. - This gift is for you.

gift
{i} doğuştan yetenek

Onun doğuştan yetenekleri var. - He has natural gifts.

gift
{i} yetenek

O çok kabiliyetli ve yetenekliydi. - He was very gifted and talented.

Onun yetenekli bir sanatçı olduğundan şüphe etmeye yer yok. - There is no room to doubt that he is a gifted artist.

gift
bahşiş
gift
bağışlama
gift
(İİ) kelepir
gift
çok ucuz şey
gift
ödül

Hiç ödül beklemiyordum. - I didn't expect any gift.

Ödül olarak bir Playstation Vita aldım. - I received a Playstation Vita as a gift.

gift
basit iş
gift
(İİ) çocuk oyuncağı
in the main
çoğunlukla

Çoğunlukla anlamlı değişiklikler yapılırsa ben siyasi reformdan yanayım. - In the main, I am in favor of political reform if meaningful changes are made.

in the main
genellikle
gift
{i} bağış
gift
(isim) hediye, armağan, doğuştan yetenek, hibe, bağış, yetenek, kabiliyet, allah vergisi
gift
(Sosyoloji, Toplumbilim) armağan (mauss)
gift
{i} yetenek, istidat, Allah vergisi
gift
{i} hibe
in the main
ekseriyetle
in law the main point

    Hyphenation

    in law the Main point

    Turkish pronunciation

    în lô dhi meyn poynt

    Pronunciation

    /ən ˈlô ᴛʜē ˈmān ˈpoint/ /ɪn ˈlɔː ðiː ˈmeɪn ˈpɔɪnt/
Favorites