in kenntnis gesetzt

listen to the pronunciation of in kenntnis gesetzt
English - Turkish

Definition of in kenntnis gesetzt in English Turkish dictionary

informed
haberdar

Polis kazadan bizi haberdar etti. - The police informed us of the accident.

Gidişinden beni haberdar etti. - She informed me of her departure.

informed
{s} bilgili

Tom her zaman beni bilgili tuttu. - Tom has always kept me informed.

Bu program sizin bilgili kalmanızı sağlar. - This programme allows you to stay informed.

informed
bilgilendirilmiş
advised
{s} tedbirli
informed
{f} bilgilendir

Polis kazayla ilgili bizi bilgilendirdi. - The police informed us of the accident.

Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum. - I read the newspaper to keep myself informed.

advised
tavsiye etti

George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti. - George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.

Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim. - I advised him to take a rest.

instructed
öğretici
advised
{s} iyice düşünülmüş
advised
tavsiye et

George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti. - George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.

Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti. - My brother advised me to stop smoking.

advised
{s} düşünceli
informed
{s} haberi olan
informed
{s} bilgili, haberli
informed
{s} bilgi alan
informed
{s} aydın
informed
{s} tahsilli
German - English
informed
briefed on
instructed
minuted about
advised
in kenntnis gesetzt
Favorites