Gidişinden beni haberdar etti.
- She informed me of her departure.
Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Tom her zaman beni bilgili tuttu.
- Tom has always kept me informed.
Bizi bilgili tuttuğun için teşekkürler.
- Thanks for keeping us informed.
Mektup onun ölümüyle ilgili onu bilgilendirdi.
- The letter informed her of his death.
Polis kazayla ilgili bizi bilgilendirdi.
- The police informed us of the accident.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- I advised him to take a rest.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- My brother advised me to stop smoking.
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
- He advised an early start.