Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Gidişinden beni haberdar etti.
- She informed me of her departure.
Tom her zaman beni bilgili tuttu.
- Tom has always kept me informed.
Bu program sizin bilgili kalmanızı sağlar.
- This programme allows you to stay informed.
Polis kazayla ilgili bizi bilgilendirdi.
- The police informed us of the accident.
Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum.
- I read the newspaper to keep myself informed.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
- George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- I advised him to take a rest.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
- George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- My brother advised me to stop smoking.