Both the brothers were out.
- Kardeşlerin her ikisi de dışarıdalardı.
Tom and his sister are both students at this university.
- Tom ve kız kardeşi her ikisi de bu üniversitede öğrenciler.
The Brown twins, both of whom got recently married, held a party.
- Brown ikizleri, son zamanlarda her ikisi de evlendi, bir parti düzenledi.
Both of his parents are well.
- Anne ve babasının her ikisi de iyi.
Either as a waiter at a restaurant or a bartender, both are OK.
- Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.
Either skillful or lazy. But not both.
- Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.