in haste; as, a hasty retreat; a hasty sketch

English - Turkish

Definition of in haste; as, a hasty retreat; a hasty sketch in English Turkish dictionary

Related Terms

hasty

{s} aceleci

Onun yalan söylediği sonucuna varmada çok aceleci davrandım. - I was too hasty in concluding that he was lying.

Sami aceleci bir sonuca vardı. - Sami drew a hasty conclusion.

hasty

{s} çabuk

hasty

{s} ivedi

hasty

{f} acele ile

hasty

ivecen

hasty

telesik

hasty

acele

Onun yalan söylediği sonucuna varmada çok aceleci davrandım. - I was too hasty in concluding that he was lying.

Acele bir kahvaltı yaptım ve evden ayrıldım. - I had a hasty breakfast and left home.

hasty

aceleye gelmiş

hasty

hastiness acelecilik

hasty

{s} tez

hasty

su veya sütle yapılmış mısır lapası

hasty

{s} telaşçı

hasty

{s} hızlı

Bu hızlı bir çeviriydi. - This was a hasty translation.

hasty

telâş

hasty

{s} çabuk sinirlenen

hasty

{s} düşüncesiz

hasty

aceleci/acele

hasty

(sıfat) acele, çabuk, hızlı, ivedi, tez, aceleci, telaşçı, çabuk sinirlenen, düşüncesizce yapılmış

English - English

Definition of in haste; as, a hasty retreat; a hasty sketch in English English dictionary

hasty

Hyphenation

in haste; as, a has·ty retreat; a has·ty sketch