in every way; thoroughly.

listen to the pronunciation of in every way; thoroughly.
English - Turkish

Definition of in every way; thoroughly. in English Turkish dictionary

all over
her yönden
all over
aynen
all over
her tarafta
all over
her yer

Adam köyün her yerinde iyi tanınmıştır. - The man is well-known all over the village.

Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar. - A lot of people want peace all over the world.

all over
her taraf

Kolumun her tarafında sivrisinek ısırıkları var. - I have mosquito bites all over my arm.

Döşemenin her tarafında kan vardı. - There was blood all over the floor.

all over
bitik
all over
yeniden

Her şeye yeniden başladık. - We started all over again.

Tom raporu baştan yeniden yazmak zorundaydı. - Tom had to write the report all over again.

all over
tamamen; bitmiş; tekrar, baştan
all over
bitmiş

Onun bitmiş olduğunu biliyorduk. - We knew it was all over.

all over
tıpkı
all over
her yerde

Tom'u her yerde aradım. - I looked all over for Tom.

Uçuştan sonra her yerde morlukları vardı. - He had bruises all over after the fight.

all over
tekrar

Biz tekrar baştan başlamak zorundayız. - We have to start all over again.

Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı. - Tom had to listen to the whole story all over again.

all over
baştan

Japoncam için faydalı olacak güzel bir yazı hazırlamaya çalıştım, ama öğretmenim yazıda epey yanlışlar olduğunu ve yeni baştan yazmam gerektiğini söyledi. - I have attempted to create a good essay which utilizes my Japanese, but my professor said that much of it was incorrect and that I have to do it all over again.

Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı. - Tom had to listen to the whole story all over again.

English - English
all over

Dancing with everyone, singing show tunes all night: that was Luke all over.

in every way; thoroughly.
Favorites