Tom, Mary'ye hayret verici bir hikaye anlattı.
- Tom told Mary an astonishing story.
Şaşırtıcı darbe maçı bitirdi.
- The astonishing blow finished the match.
Cevap oldukça şaşırtıcıydı.
- The answer was pretty astonishing.
Cehaletiniz şaşırtıcı.
- Your ignorance is astonishing.
Cevap oldukça şaşırtıcıydı.
- The answer was pretty astonishing.
Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.
- The townspeople were astonishingly naive about what the smugglers were.
Bu alandaki çiçek çeşitliliği şaşırtıcıdır.
- The diversity of flowers in this area is astounding.
O şaşırtıcı değil mi?
- Isn't that astounding?