Bu proje üzerinde ortaklaşa çalıştılar.
- They worked jointly on this project.
Biz mağazayı birlikte çalıştırıyoruz.
- We run the store jointly.
Tom eşyalarını topluyor.
- Tom is getting his things together.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
- It snowed for many days together.
... There's been lots of concert ticket requests. ...
... tickets to the Gaga concert tonight. (Screams). ...