Senin yaşındayken, okula yürüyerek gitmek zorundaydım.
- When I was your age, I had to walk to school.
Tom her gün okula yürüyerek gitmek zorunda mı?
- Does Tom have to walk to school every day?
Sahilde gezinti yaptık.
- We went for a walk on the beach.
Tom ön yürüyüş yoluna yaklaşıyor.
- Tom is coming up the front walk.
Otobüs servisi olmadığı için, biz, istasyona giden bütün yolu yürümek zorunda kaldık.
- As there was no bus service, we had to walk all the way to the station.
Onlar yol boyunca üçü yan yana yürüdü.
- They walked along the road three abreast.