Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

in another place; far, at a great distance

listen to the pronunciation of in another place; far, at a great distance
English - Turkish

Definition of in another place; far, at a great distance in English Turkish dictionary

away
uzakta

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm. - I went all the way to see her only to find her away from home.

Karım uzaktayken zor durumdaydım. - I am inconvenienced when my wife is away.

away
başka yere gitmişolmak
away
deplasman maçı
away
(zarf) uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı
away
{s} rakip sahada
away
devamlı
away
kapılmak
away
yok

Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu. - He had no choice but to run away.

Tom o yokken Mary'nin onun eviyle ilgileneceğine güvenemiyor. - Tom can't trust Mary to look after his house while he's away.

away
bir tarafa
away
bir yere

Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu. - The balloon was carried away somewhere by the wind.

Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun? - Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?

away
buradan

Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak. - Please go away and stop annoying me.

O buradan hemen ayrıldı. - She left here right away.

away
-dan
away
deplasmanda oynanan
away
durmadan

Tüm öğleden sonra durmadan uyudum. - I slept the whole afternoon away.

away
-den
away
başka yönde
away
buradan, şuradan, oradan: Go away! Git buradan!
away
kesip atmak
away
carry away alıp götürmek
English - English
away
in another place; far, at a great distance
Favorites