in an eventual manner; finally; ultimately

listen to the pronunciation of in an eventual manner; finally; ultimately
English - Turkish

Definition of in an eventual manner; finally; ultimately in English Turkish dictionary

eventually
sonunda

Her zaman Tom ve Mary'nin sonunda evleneceklerini düşündüm. - I always thought that Tom and Mary would eventually get married.

Onların tartışması sonunda berabere bitti. - Their argument eventually ended in a draw.

eventually
en sonunda

Polis en sonunda Tom'u yakaladı. - The police eventually arrested Tom.

Fadıl en sonunda İslam'a geçti. - Fadil eventually converted to Islam.

eventually
neticede
eventually
sonuç olarak

Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı. - Tom eventually did everything we asked him to do.

eventually
nihayet

Nihayet serbest bırakıldım. - I was eventually released.

Nihayet evlendi onunla. - He eventually married her.

eventually
sonuçta

Sonuçta, o şiddet suçu sebebiyle beş yıl hapis yatmıştı. - Eventually, he was sentenced to five years in prison for the violent crime.

Sonuçta her şeyi bana anlatacaksın. - You'll tell me everything eventually.

eventually
z. sonunda, nihayet; er geç
English - English
eventually
in an eventual manner; finally; ultimately
Favorites