O, bitişikte yaşayan adamdır.
- That's the man who lives next door.
O, bitişikte yaşamasına rağmen, bize selam bile vermez.
- Even though he lives next door, he doesn't even say hello to us.
Dün gece yandaki evde bir yangın çıktı.
- Last night a fire broke out in the house next door.
Bunlar, yandaki evde yaşayan insanlar.
- These are the people who live next door.
Tom bizim kapı komşumuz.
- Tom is our next door neighbor.
Tom kapı komşusu kızla evlendi.
- Tom married the girl next door.
O bizim bitişikte yaşadı.
- She lived next door to us.
Mary John'la çalışan otobüs sürücüsüne bitişik mi yaşıyor?
- Does Mary live next door to the bus driver that worked with John?
Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
- Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.
Tom'un bitişik komşu olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know Tom was next door.