Seve seve gelirdi fakat o tatildeydi.
- She would willingly come but she was on vacation.
Tom'un isteyerek gideceğini düşünüyor musun?
- Do you think Tom will go willingly?
Tereddütten uzak, isteyerek bana yardım etmeyi önerdi.
- Far from hesitating, she willingly offered to help me.