Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Teşvik paketi ağır biçimde eleştirildi.
- The stimulus package was heavily criticised.
Bill babasının çokça sigara içmesinden nefret ediyor.
- Bill hates his father smoking heavily.
Dün çok yağmur yağdı.
- It rained heavily yesterday.
Tom aşırı derecede nefes alıyordu.
- Tom was breathing heavily.
Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.
- Bill hates that his father smokes heavily.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
- The building was heavily damaged by fire.
Tom şiddetle öksürmeye başladı ve onun sağlığı hakkında endişeliyim.
- Tom has started coughing heavily and I'm worried about his health.
Otobüs yukarı ve aşağı şiddetle sarstı.
- The bus rocked heavily up and down.