Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.
- My liver is heavily damaged.
Onlar ağır silahlı mıydı?
- Were they heavily armed?
Dün çok yağmur yağdı.
- It rained heavily yesterday.
Çok yağmur yağdı ve dolayısıyla beyzbol maçı iptal edildi.
- It rained heavily, and consequently the baseball game was called off.
Tom aşırı derecede nefes alıyordu.
- Tom was breathing heavily.
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
- The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
- The building was heavily damaged by fire.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Otobüs yukarı ve aşağı şiddetle sarstı.
- The bus rocked heavily up and down.
Şiddetle yağmur yağdığı için okula geç kaldık.
- We were late for school because it rained heavily.