in a gentle manner

listen to the pronunciation of in a gentle manner
English - Turkish

Definition of in a gentle manner in English Turkish dictionary

gently
nazik bir şekilde
gently
nazikçe

Tom nazikçe Mary'yi dürttü. - Tom gently nudged Mary.

Tom Mary'yi nazikçe öptü. - Tom kissed Mary gently.

gently
kibarca

Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin? - In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?

Gerçek kibarca anlatılabilir. - The truth can be told gently.

gently
ılgıt ılgıt
gently
yavaşça

Helikopter yavaşça yere indi. - The helicopter gently touched down.

Tom kapıyı yavaşça kapattı. - Tom gently closed the door.

gently
usul usul
gently
hafif hafif
gently
efil efil
gently
güzellikle
gently
yavaşça (yükselen meyil)
in a manner
sanki
gently
tatlılıkla
gently
yumuşak bir şekilde
gently
hafifçe (esen)
gently
yavaşça (yükselen yokuş)
gently
aheste aheste
in a manner
bir şekilde
gently
usul

Rüzgar ağaçlara usulca dokundu. - The wind gently kissed the trees.

gently
uysalca
gently
usulca

Rüzgar ağaçlara usulca dokundu. - The wind gently kissed the trees.

gently
yumuşak bir biçimde

O, çocuğu yumuşak bir biçimde yere yatırdı. - She laid the child down gently.

English - English
gently
in a manner
in a way, in a fashion
in a gentle manner

    Hyphenation

    in a gen·tle man·ner

    Turkish pronunciation

    în ı centıl mänır

    Pronunciation

    /ən ə ˈʤentəl ˈmanər/ /ɪn ə ˈʤɛntəl ˈmænɜr/
Favorites