Tom telefonunda çılgınca mesaj atıyor.
- Tom is texting frantically on his phone.
Sağlık görevlileri Tom'un hayatını kurtarmak için çılgınca çalıştı.
- Paramedics worked frantically to save Tom's life.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
Bir bakıma, Susie anneme benziyor.
- In a way, Susie seems like my mother.