Bunu doğru şekilde nasıl yapacağımı gerçekten bildiğime emin değilim.
- I'm not sure I really know how to do it correctly.
Tom doğru şekilde yanıtladı.
- Tom answered correctly.
Onun bir dinleme cihazı olup olmadığını bilmiyorum, fakat bu yazılım doğru olarak çalışmıyor.
- I don't know if it's a bug or not, but this software doesn't work correctly.
Eğer doğru hatırlıyorsam, Tom arabasını Mary'ye sadece 500 dolara sattı.
- If I remember correctly, Tom sold his car to Mary for only 500 dollars.
Yalnızca ben, soruyu doğru olarak yanıtlayabilirdim.
- Only I could answer the question correctly.
Tom bütün hafta cümleleri çalıştı bu yüzden hepsini doğru olarak yazabilmeliydi.
- Tom studied the sentences all week so he should have been able to write all correctly.