Tom doğru şekilde yanıtladı.
- Tom answered correctly.
Bunu doğru şekilde nasıl yapacağımı gerçekten bildiğime emin değilim.
- I'm not sure I really know how to do it correctly.
Eğer doğru hatırlıyorsam, Tom arabasını Mary'ye sadece 500 dolara sattı.
- If I remember correctly, Tom sold his car to Mary for only 500 dollars.
Onun bir dinleme cihazı olup olmadığını bilmiyorum, fakat bu yazılım doğru olarak çalışmıyor.
- I don't know if it's a bug or not, but this software doesn't work correctly.
Şikayet etme yerine, belki Tom sadece bunu doğru olarak yapmamıza yardım etmeli.
- Instead of complaining, maybe Tom should just help us do it correctly.
Onun bir dinleme cihazı olup olmadığını bilmiyorum, fakat bu yazılım doğru olarak çalışmıyor.
- I don't know if it's a bug or not, but this software doesn't work correctly.