impulsive power; force; momentum

listen to the pronunciation of impulsive power; force; momentum
English - Turkish

Definition of impulsive power; force; momentum in English Turkish dictionary

moment
{i} an
moment
{i} moment
moment
{i} nüfuz
moment
moment of truth karar anı
moment
cevher
moment
kritik an

Sanatı kritik anda başarısız oldu. - His art failed at the critical moment.

Kritik anlarda en güçlülerin bile zayıflara ihtiyacı vardır. - In critical moments even the very powerful have need of the weakest.

moment
{i} fiz. moment
moment
(Askeri) MOMENT: Hava nakliyesinde, yükün, uçaktaki bir referans noktasından uzaklığıyla ağırlığının çarpımı. MONETARY ALLOWANCE IN LIEU OF QUARTERS: MESKEN BEDELİ: Bak. "basic allowance for quarters". MONETARY ALLOWANCE IN LIEU OF SUBSISTENCE: TAYİN BEDELİ: Bak. "basic allowance for subsistence"
moment
kuvvet
moment
(Biyokimya) kolcuk
moment
dem

O demin eve geri döndü. - He returned home a moment ago.

Tom daha demin çıktı. - Tom left just a moment ago.

moment
önem

Bu, şu an için sorunlarımız arasında en önemsiz olanı. - That's the least of our problems at the moment.

Şu anda aklımda daha önemli bir şey var. - I've got something more important on my mind at the moment.

moment
kısa süre

Oturun. Kısa sürede sizinle olacağım. - Sit down. I'll be with you in a moment.

Tom'a kısa süre ihtiyacım var. - I need Tom for a moment.

moment
hareket hâsıl etme kabiliyeti
moment
(Sosyoloji, Toplumbilim) gramsci
moment
(İnşaat) an, zaman
moment
(Sosyoloji, Toplumbilim) uğrak hegel
moment
boğa güreşinde boğanın öldürüldüğü an
English - English
moment
impulsive power; force; momentum
Favorites