Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

imprison, place in fetters, tie down; make a chain

listen to the pronunciation of imprison, place in fetters, tie down; make a chain
English - Turkish

Definition of imprison, place in fetters, tie down; make a chain in English Turkish dictionary

chain
(Mühendislik) zincir

George köpeğine bir zincir taktı. - George put a chain on the dog.

Köpek direğe zincirlendi. - The dog was chained to the post.

chain
{i} sınırlama
chain
{f} kayıt altına almak
chain
{i} silsile (dağ)
chain
{i} silsile
chain
(Askeri) kod serisi
chain
{f} zincirle bağla

Sami, Leyla'ya zincirle bağladı. - Sami shackled Layla with a chain.

chain
elini kolunu bağlamak
chain
zincirlemek

Kendimi şu ağaca zincirlemek istiyorum. - I want to chain myself to that tree.

chain
zincirle bağlamak
chain
{f} zincire vurmak
chain
{i} ölçme zinciri
chain
seri
chain
chain belt zincir kayış
chain
{f} zincirle

Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı. - There was a chain-reaction crash during rush hour.

Köpek zincirlenmelidir. - The dog should be on a chain.

chain
(isim) zincir, dizi, silsile, boyunduruk, sınırlama, ölçme zinciri
English - English
{f} chain
imprison, place in fetters, tie down; make a chain
Favorites