Tom etkilenmiş görünmüyor.
- Tom doesn't look impressed.
Onun yeni kitabından oldukça etkilenmiştik.
- We were very impressed by his new book.
Tom etkilenmekten kendini alamadı.
- Tom couldn't help but be impressed.
Ben gerçekten onları hayran bırakmak istiyorum.
- I really want to impress them.
Ben gerçekten onu hayran bırakmak istiyorum.
- I really want to impress him.
Seni etkilemek istiyordum.
- I wanted to impress you.
Tom babasını etkilemek için çok çalışıyor.
- Tom has been trying hard to impress his father.
Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.
- Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Sergi çok etkileyiciydi.
- The exhibition was very impressive.
You impressed me with your command of Urdu.
Such admonitions, in the English of the Authorized Version, left an indelible impress on imaginations nurtured on the Bible .
We impressed our footprints in the wet cement.
That first view of the Eiger impressed itself on my mind.
The liner was impressed as a troop carrier.
Henderson impressed in his first game as captain.
... I was very impressed with the earlier presentation about how ...
... And I was particularly impressed by the quality of ...