Ben gerçekten onları hayran bırakmak istiyorum.
- I really want to impress them.
Ben gerçekten onu hayran bırakmak istiyorum.
- I really want to impress him.
Tom babasını etkilemek için çok çalışıyor.
- Tom has been trying hard to impress his father.
Tom sadece Mary'yi etkilemek için yaptı.
- Tom did it just to impress Mary.
Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.
- Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature.
Manzaradan derinden etkilendim.
- I was deeply impressed by the scenery.
Sergi çok etkileyiciydi.
- The exhibition was very impressive.
Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
Eğer boyutunu düşünüyorsan ev etkileyici değil.
- The house is not impressive if you're thinking of size.
Onun akademik başarıları etkileyicidir.
- His academic achievements are impressive.
O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
- He made a favorable impression on his bank manager.
Sana o izlenimi vermeyi kastetmemiştim.
- I didn't mean to give you that impression.
O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
- He made a favorable impression on his bank manager.
Amerika izleniminiz nedir?
- What is your impression of America?
O gün bende derin bir etki bıraktı.
- That day left a deep impression on me.
O zamanlar genç ve kolay etkilenendim.
- I was young and impressionable at that time.
Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.
- Tom's impeccable manners made a big impression on Mary's parents.
Tom etkilenmiş görünüyor.
- Tom sounds impressed.
Tom gerçekten etkilenmişti.
- Tom was really impressed.
Onun hakkında izlenimlerin neydi?
- What were your impressions of it?
İlk izlenimler en kalıcı olanlardır.
- First impressions are the most lasting.
Doğruyu söylemediğin kanısındayım.
- I get the impression that you aren't telling the truth.
O zamanlar genç ve hassastım.
- I was young and impressionable at that time.
Genç insanlar çok hassastır.
- Young people are very impressionable.
İlk izlenimler en kalıcı olanlardır.
- First impressions are the most lasting.
İlk izlenimler önemlidir.
- First impressions matter.
O çağlayanlar etkileyici bir şekilde büyüktür.
- Those rapids are impressively large.
You impressed me with your command of Urdu.
Such admonitions, in the English of the Authorized Version, left an indelible impress on imaginations nurtured on the Bible .
We impressed our footprints in the wet cement.
That first view of the Eiger impressed itself on my mind.
The liner was impressed as a troop carrier.
Henderson impressed in his first game as captain.
We know that you were pressed for money, that you took an impress of the keys which your brother held .
The press gang used to impress people into the Navy.
His head made an impression on the pillow.
What is your impression of Beatles' music?.