Tom sabırsızlıkla kornaya bastı.
- Tom honked the horn impatiently.
Hiç bir misafir olmadan evde bir akşam geçirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
- We are waiting impatiently to spend an evening at home with no guests.
Kızını görmek için çok sabırsızdı.
- He was impatient to see his daughter.
Ailesini görmek için sabırsızlanıyordu.
- She was impatient to see her family.
Çocuklar genellikle sabırsız ve tez canlı.
- Children are often impatient and restless.
Tom çok sabırsız, sinirli bir kişi.
- Tom's a very impatient, angry person.