Hepimiz onun hatalı olduğunu bilsek bile, Tom her zaman haklı olduğunu iddia eder.
- Tom always insists that he's right even when we all know that he's wrong.
Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.
- I've always wondered what it'd be like to have siblings.
Her zaman altıda kalkarım.
- I always get up at six.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Futbol basit bir oyundur. 22 kişi bir topun peşin koşar ve sonunda da daima Almanlar kazanır.
- Football is a simple game. 22 men chase a ball for 90 minutes, and at the end the Germans always win.
Daima doğruyu söyledim.
- I've always told the truth.
He always rides a black galloway. --Bulwer.
I thought I could always go back to work.
God is always the same.