O, onu anında yalanladı.
- He instantly denied it.
Bir araba tarafından çarpıldı ve anında öldü.
- He was hit by a car and died instantly.
Derhal sorunla ilgilenmeliyiz.
- We must deal with the problem instantly.
Her iki adam da aniden öldü.
- Both men died instantly.
O neredeyse aniden öldü.
- He died almost instantly.
Biz hemen arkadaş olduk.
- We instantly became friends.
Tom Mary'nin sesini hemen tanıdı.
- Tom instantly recognized Mary's voice.