Turkish - English
Definition of illet in Turkish English dictionary
- pest
- nuisance
- masterly
- chastity
- (Tıp) affection
- malady
- bodily defect (such as the loss of a limb)
- illness
- disease, illness, malady " sayrılık, hastalık; bad habit, addiction; cause, reason; nuisance, pest
- (Konuşma Dili) (someone, something) who/which is a real pain
- ill
- (Konuşma Dili) problem, bug (in a machine): Bu televizyonun illeti ne? What's wrong with this television?
- disease
- phil., law cause
- (Konuşma Dili) passion, mania, addiction: Bu caz çalma illetini nerede edindin? Where'd you get this passion for playing jazz?
- (Konuşma Dili) pain in the neck, a real pain (said of a very annoying person or thing)
- chronic disease; chronic illness
- disorder
- illet olmak
- chafe
- illet etmek
- annoy greatly
- illet etmek
- to give (someone) a pain in the neck, give (someone) the pip, annoy (someone) greatly
- illet olmak
- to find (someone) a pain in the neck
- illet olmak
- to get mad, to get very angry, to chafe
- illet-i asliye
- (Kanun) first cause
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of illet in Turkish Turkish dictionary
- Bozukluk
- (Osmanlı Dönemi) esas sebep, hastalık, maraz, dert, sakatlık
- Sebep
- Kızdıran, sinirlendiren şey veya kimse
- Hastalık
- Hastalık derecesine varan alışkanlık
- İLLET
- (Hukuk) Sebep, neden
- illet etmek
- Sakatlamak
- illet etmek
- Sinirlendirmek, kızdırmak
- illet olmak
- Çok sinirlenmek, çok kızmak