I saw a movie for the first time in two years.
- İki yılda ilk kez bir film izledim.
He went to Paris for the first time.
- Paris'e ilk kez gitti.
Tom's a first-time offender.
- Tom bir ilk kez yakalanan.
I saw Yoshida for the first time in five years.
- Ben, beş yıl içinde, ilk kez Yoshida ile görüştüm.
He went to Paris for the first time.
- Paris'e ilk kez gitti.
He went to Paris for the first time.
- Paris'e ilk kez gitti.
She went to Paris for the first time.
- Paris'e ilk kez gitti.