What changes the world is communication, not information.
- Dünyayı değiştiren bilgi değil iletişimdir.
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
Where can I get in touch with you?
- Seninle nereden iletişime geçebilirim?
Let's keep in touch by e-mail.
- E-posta yoluyla iletişimi sürdürelim.
The setting influences the conversation.
- Ortam iletişimi etkiler.
Social relationships influence conversations.
- Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler.
He has a perfect command of English.
- Mükemmel bir İngilizce iletişimi var.
He has a good command of English.
- O, iyi derecede İngilizce iletişimine sahiptir.
The rocket put a communications satellite into orbit.
- Roket yörüngeye bir iletişim uydusu koydu.
I've severed communications.
- Ben iletişimi kestim.