The bus driver told everyone standing up to move forward.
I'll be glad to forward your mail to you while you're gone.
Jessie urged the little donkey forward.
- Jessie küçük eşeği ileriye doğru sürdü.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
- Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
They moved ahead slowly.
- Onlar yavaşca ileriye doğru hareket etti.
Life can only be understood backwards, but it must be lived forwards.
- Hayat sadece geriye doğru anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşanmalıdır.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
- Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
He was too tired to walk any farther.
- Daha ileriye gidemeyecek kadar çok yorgundu.