ilân

listen to the pronunciation of ilân
Turkish - English
notice

Tom posted the notice on the wall. - Tom duvara ilan yapıştırdı.

announcement

We will post the announcement in all the staff lounges. - Biz tüm personel salonlarında duyuru ilan edeceğiz.

He put an announcement in the newspaper. - Gazeteye bir ilan verdi.

AD
(Ticaret) posting

You need to stop posting private photos on Facebook. - Facebook'ta özel fotograflar ilan etmeyi durdurmalısın.

show card
proclaim

The Constitution was proclaimed during the dictatorship. - Anayasa, diktatörlük sırasında ilan edildi.

Mustafa Kemal Ataturk proclaimed the Turkish Republic in 1923. - Mustafa Kemal Atatürk, 1923'de Türkiye Cumhuriyetini ilan etti.

announce

He announced his engagement to her. - O, nişanını ona ilan etti.

They announced the date of their wedding in the newspaper. - Onlar gazetede düğünlerinin tarihini ilan ettiler.

avow
enunciate
(Kanun) bannus
promulgation
(Hukuk) publicity
insert
enunciation
proclamation
showing, manifestation
advertising, advertisement
notice, announcement; declaration, proclamation; advertisement, advert, ad, bill, placard
advertising

They are advertising for a cook. - Onlar ilanla bir aşçı arıyorlar.

announcing, proclaiming, declaring, declaration, promulgation
publication

No publication date was announced. - Yayın tarihi ilan edilmedi.

(written) advertisement, public notice
advert

He advertised his house for sale. - O, evi için satış ilanı verdi.

I advertised my house in the newspaper. - Gazetede evimin ilanını verdim.

Annunciation
insertion
advertisement

I am impressed by your recent advertisement in the New York Times. - New York Times'daki son ilanınızdan etkilendim.

I read in the newspaper advertisements that there is an apartment for rent near here. - Buraya yakın kiralık bir daire olduğunu gazete ilanlarından okudum.

pronouncement
bill
divulgence
bulletin

The names of the students who failed in the examination were posted on the bulletin board. - Sınavda başarısız olan öğrencilerin isimleri bülten tahtasında ilan edildi.

notice, notification
declassification
blurb
{i} declaration

Is this a declaration of war? - Bu bir savaş ilanı mı?

How beautiful a declaration of love! - Ne kadar da güzel bir aşk ilanı!

avow
announce

He officially announced himself as a candidate. - Kendisini resmen aday olarak ilan etti.

They just announced that on the radio. - Az önce onu radyoda ilan ettiler.

ilan etmek
declare

Use the video to declare your love! - Aşkını ilan etmek için video kullan!

In Belgium, Flemish people want to declare their independence someday. - Belçika'da Flaman halkı bir gün bağımsızlığını ilan etmek istiyor.

ilan etmek
(Hukuk) announce
ilan vermek
advertise

I don't have enough money to advertise. - İlan vermek için yeterli param yok.

ilan tahtası
board
ilan eden kimse
announcer
ilan etmek
advertise
ilan etmek
proclaim
ilan etmek
give out
ilan (yazılı)
notice
ilan edildi
(Bilgisayar) advertised
ilan edilmiş
proclaimed
ilan etme
declaration
ilan etme
indiction
ilan etme
advertising
ilan etmek
make known
ilan etmek
pronounce
ilan etmek
vote
ilan etmek
cry
ilan etmek
name
ilan etmek
certify
ilan etmek
denounce
ilan etmek
make a declaration
ilan etmek
profess
ilan etmek
blow the whistle on
ilan etmek
parade
ilan etmek
promulgate
ilan etmek
noisearound
ilan etmek alkışlarla
acclaim
ilan sayfaları
advertising pages
ilan tahtası
hoarding
ilan tahtası
noticeboard
ilan tahtası
boarding
ilan tahtası
(Bilgisayar) bboard
ilan tahtası sistemi
(Bilgisayar) bulletin board system
ilan tahtası sistemleri
bulletin board system
ilan tahtası sistemleri
bulletin board services
ilan edilmek
be declared
ilan-ı aşk
declaration of loveprofession of love
ilan-ı aşk
Declaration of love
ilan (nikah)
(Kanun) banns
ilan eden
declarer
ilan eden
enunciator
ilan eden
announcer
ilan eden
crier
ilan eden kimse
promulgator
ilan edilebilir
enunciable
ilan edilen temettü
(Ticaret) announced dividend
ilan etme
promulgation
ilan etme
announcement
ilan etmek
noise abroad
ilan etmek
1. to announce, proclaim, declare, promulgate. 2. to show, manifest
ilan etmek
blaze abroad
ilan etmek
trumpet
ilan etmek
annunciate
ilan etmek
enunciate
ilan etmek
bill
ilan etmek
trumpet forth
ilan etmek
publish
ilan etmek
a) to declare, to announce b) to proclaim c) to advertise
ilan etmek
post
ilan etmek
blazon abroad
ilan etmek
preconize
ilan etmek
clarion
ilan etmek
publicize
ilan etmek
blazon out
ilan etmek
noise about
ilan etmek
(alkışlarla) acclaim
ilan etmek
advertize
ilan etmek
tell the world
ilan levhası
sandwich board
ilan panoları ile gezen adam
sandwich man
ilan panosu
billboard
ilan panosu
hoarding
ilan panosu
advertisement hoarding
ilan pulu revenue stamp affixed
to advertisements
ilan tahtası
1. billboard, Brit. hoarding. 2. bulletin board, Brit. notice board
ilan tahtası
notice board, bulletin board, boarding, billboard
ilan tahtası klasörü
(Bilgisayar) bulletin board folder
ilan tarihi
(Kanun) proclamation date
ilan vererek aramak
advertize for
ilan vererek aramak
advertise for
ilan vermek
advertize
ilan yapıştırmak
post
ilan yoluyla tebliğ
(Ticaret) notification by publication
ilân tahtası
notice board
asmak (ilan)
put up
suçlu ilan etmek
outlaw
yapıştırmak (ilan)
post
ilanlar
classifieds
ilanlar
advertisements

I read in the newspaper advertisements that there is an apartment for rent near here. - Buraya yakın kiralık bir daire olduğunu gazete ilanlarından okudum.

Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone. - İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.

Başkanlık tarafından Ulusal Acil Olağanüstü Hal ve kısmi seferberlik ilan edildi
(Askeri) effective day coincident with Presidential declaration of a National Emergency and authorization of partial mobilization
ateşkes ilan etmek
(Hukuk) to declare a cease fire
aziz ilan etme
beatification
aziz ilan etmek
sanctify a person who has died (Catholic)
aziz ilan etmek
beatify
aziz ilan etmek
bless
büyük sayfaya basılmış gazete veya ilan
broadsheet
duyurmak / ilan etmek
(Hukuk) to announce
evliliği ilân etmek
put up the banns
evliliği ilân etmek
publish the banns
iflas ilan etmek
to declare barkruptcy
iflas ilan etmek
declare bankruptcy
kişisel ilân sütunu
(kayıp vb.) agony column
kral ilan edilmek
be acclaimed as king
kral ilan etmek
acclaim smb. king
kral ilan etmek
proclaim smb. king
kral ilan etmek
acclaim smb. as king
küçük ilan
want ad
papanın aziz ilan etmesi
(ölmüş) beatification
resmen ilan edilmiş
enounced
resmen ilan etme
promulgation
resmen ilan etmek
declare formally
resmen ilan etmek
promulgate
resmi ilan
(Askeri) formal advertising
savaş ilan etmeden yapılan ani saldırı
sneak attack
savaş ilan etmek
proclaim war
savaş ilan etmek
to declare war (on/against sb)
seferberlik ilan etmek
(Politika, Siyaset) declare mobilization
ticari ilan
(Hukuk) commercial announcement
usenet ilan tahtası
(Bilgisayar) usenet bulletin board
vatan haini ilân etmek
proclaim smb. a traitor
yasa dışı ilan etme
(Kanun) illegitimation
Turkish - Turkish
Açıkça bildirme, açıkça duyurma
Duyuru: "Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti."- T. Buğra
Duyuru
(Osmanlı Dönemi) açıklamak, ilân etmek, herkese duyurmak
ilan etmek
Açıkça bildirmek
ilan etmek
Bir durumu yayım yoluyla duyurmak
ilan etmek
Bir durumu yaymak
ilan panosu
İlân tahtası
ilan tahtası
Duyuruların üzerine yazıldığı veya yapıştırıldığı düz levha, pano
ilânlar
(Osmanlı Dönemi) ilânât
İlânlar
(Osmanlı Dönemi) İ'LANAT
ilân
Favorites